4 Ekim 2017 Çarşamba

Balın Mitolojideki Yeri

organik bal
   Sayısız derde deva, faydası saymakla bitmeyen organik bal, yüzyıllar boyunca insanoğluna olumlu etki etmiştir.  Eski bir geleneğe göre yeni evlenen çiftler, birbirlerinin avuçlarından bal yerlerdi. Bunun sebebi, bal yiyerek birbirlerine kötü söz söylemeyeceklerine ve el kaldırmayacaklarına dair söz verirlermiş. Bazı kültürlerde diğer dünyaya girişin anahtarı olduğu inanışı vardır.  Bazılarında da insanlar bal ile ölülerini mumyalarlarmış.
   Bal, mucizevi bir besin olarak tarih boyunca o kadar çok itibar görmüştür ki bilgelikleriyle ünlü olan karakterlerin çocukluk yıllarını bal kaşıklayıp yiyerek geçirdikleri kanaatine varılmıştır. Yunanlıların tanrısı Zeus'tan matematiği ve vejetaryenliği kendisiyle birleştirmiş Pitagoras'a kadar birçok kişinin bal tüketerek büyüdüğüne inanılmıştır. Yalnız bu düşünce balın sadece uzun süre boyunca kullanılan doğal tatlandırıcı olmasından kaynaklanmıyor. Bunun yanı sıra, tarih boyunca tatlı yiyecekler doğal şifa verici olarak bilinirdi ve her zaman ayrıcalıklı kişilerin masalarında, sofralarında yer alırdı.
  Heredot'un Mısır tarihinden bizlere aktardıklarına göre Mısırlılar tanrılarına adayacak olacakları hayvanları kuru üzüm, un, incir ve çeşitli başka aromaların da balla harmanlanmasından oluşan bir karışımla doldururlarmış. Bu karışımların bazıları günümüzün tatlarına göre biraz garip olarak nitelendirilebilinse de unutulmaması gerekilen bir başka nokta ise çeşni olarak balın eski zamanlarda kullanılmasıdır. Günümüzün aksine insanlar yemeklerini sadece aşırı baharatlarla soslayıp renklendirmiyorlarmış.
 
Çeşitli uygarlıklar ballı yemekler yaparak balın doğal lezzetinden faldalanılırdı. Örneğin Kuzey Amerika'nın kızıl derilileri kamp ateşlerinde bal kabaklarını pişirerek lezzetli öğünlere ev sahipliği yapmaktadır. Balın doğallığı ve lezzetli olması yüzyıllar boyunca kullanımını sürdürmüş ve vazgeçilmez besin olarak hayatımızda popülerliğini korumasını sağlamıştır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder