Bir bölgenin bal potansiyeli o bölge içerisinde bulunan
ballı bitkilerin miktarı, verimliliği ve çeşidine bakılırsa değişmektedir.
Ballı bitkilerin alanlarda kapladığı alan , bal özü verimleri ve çiçeklenme
dönemlerinde belirlenmesi gerekmektedir. Bunun da en iyi yöntemi organik bal kovanlarının bulunmuş olduğu
ormanlardaki ballı bitkileri çeşitlerine nazaran işaretlemek olduğu
düşünülmektedir. Organik bal deposunun ne kadar kaliteli olduğu da bu arılıklarda ve çiftliklerde anlaşılabilmektedir. Averaj
bir arılık içinde arı merası yarı çap olarak 2 kilo metre alanında etkilidir.
Bu bahsedilen alan da ortalama olarak 1250 hektar5lık bir sanayiyi içinde
bulundurmaktadır. İki kilo metre olarak ayırdığımız alan parsellenerek haritada
işaret edilmektedir. Diğer parça yani parsel de haritada kara parçalarını
gösterecek şekilde işaretlenmektedir. Bu kara parçalarının işaretlenmesi de
orada bulunan bal kaynaklarına bağlı olmaktadır. Ormanların bulunduğu alanlar, meyvelikler,
çiftlik ürünleri benzer biçimde alanlar tarıma el verişli olarak
işaretlenmektedir. Buna ek olarak da ıhlamur ağaçlarını, tatlı kestane ve
ahududu şeklinde ürünleri içerisinde bulunduran bölgeler haritada işaretlenmesi
farklı yapılır. Eğer ki bahsettiğimiz
orman türleri mevcut değilse hakiki
ballı bitkilerin olduğu bölgeler için farklı bir işaretleme yapılır. Elde
edilmiş son olarak sayıdan ağaç sayısı ve alana göre ballı bitki sayısına
ulaşılır. Bu da bal yüzdesini elde edilmeye yardımcı olur. Her bir ballı
bitkinin ve bal verimi için lüzumlu bitkilerin kapladığı alan tespit
edilmektedir.
29 Aralık 2017 Cuma
26 Aralık 2017 Salı
Arılarda Dil Uzunluğu
Arıların sahip olduğu fiziksel bir özellik ya da ayrıcalık olarak dil uzunluğu organik bal verimine doğrudan etkisi bulunan morfolojik bir karakter olduğu bilinmektedir. Bu sebepledir ki bal arıları üzerinde dil uzunluğu konusunda doğal seleksiyon çalışmaları yapılmaktadır. Oldukça başarılı ve pozitif sonuç veren bu çalışmalar gösteriyor ki organik bal veriminin yüksek seviyelerde olabilmesi için dil uzunluğu oldukça önemli bir etmendir. Dünya üzerinde bilinen anlamda en uzun dil yapısına sahip arı ırkı Kafkas arılarıdır. En kısa dil uzunluğu ise Mısır arılarına ait olduğu bilinmektedir. Bunlar arasında bir karşılaştırmaya gidilecek olursak Kafkas arısının dil uzunluğu Mısır arısının dil uzunluğunun ortalamaları arasında 1.7 mm’lik bir fark olduğu araştırmalarla ortaya konmuştur. Zaten yazımızın üst taraflarında da belirttiğimiz gibi dil uzunluğu ile bal veriminin yüksek olması arısında doğru bir orantı bulunmaktadır. Bu nedenle Kafkas arısı bu nedenden dolayı oldukça avantajlı bir konumdadır. Bu durum Kafkas arılarını kullanarak bal yetiştiriciliği yapanlar için de büyük bir avantaj konumunda bulunmaktadır. Bu durumun aksini de Mısır arısı ile işlerini yürüten arıcılar için kısmen söyleyebiliriz. Eminim ki her arı türünün kendi içerisinde gerek fiziksel gerek ise biyolojik avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır. Kafkas arısının dil uzunluğu nektar toplama faaliyeti için oldukça yararlık bir özelliktir. Nektar tabanında var olan o tüpsü yapıda bulunan çiçeklerin nektar akışından diğerlerine göre daha yüksek oranda verim alabilmektedir.
23 Aralık 2017 Cumartesi
Baldaki Vitamin ve Mineraller
Organik bal anti
bakteriyel özelliğe sahiptir ve balın asitliği bunu getirmektedir. Ham balın
asitliği onu alkali üreten bir yiyecek haline getirmektedir. Tipik bir batı
tarzı beslenmenin, kronik hafif metabolik asidoza sebep olan asit üretici bir
etkisi vardır. Bu durumda, kan idealden biraz daha az alkalidir ve bunun da pek
çok sağlık sorununu tetiklediği düşünülmektedir. Yersine, işlenmiş bal asit
üretir ve de şeker çok daha fazla asit üreten bir yiyecektir. Bal, az miktarda
da A, folik asit içeren B, C, D, E ve K vitaminlerini içeren bir besindir.
Farklı olan balların C vitamini içeriği, balda ne kadar polen olduğuna bağlı
olarak her 100 gramda 5 ile 150 mg arasında değişir. Arıca bal ürününde,
alüminyum, kalsiyum, klor, krom, bakır, demir, manganez, magnezyum, fosfor,
potasyum, selenyum, sodyum, silika, sülfür ve çinko da dahil olmak üzere az
miktarlarda mineraller bulunmaktadır. Bunların miktarları, balın nektar ve basura
kaynağının kökeni olan bitkilerin yetiştiği toprağın mineral içeriğine bağlılık
göstermektedir. Koyu renk ballar genellikle mineral bakımından daha zengin
olmaktadırlar. Balın vitamin ve mineral miktarları az oranlardadır fakat
ihtiyacı karşılayacak düzeyde olduğu için sağlığa fayda sağlamaktadır. Diğer
bir yandan vücut ağırlığının her bir kilogramı için 1,2 gr bal besinini
tüketmek vücuttaki kanın C vitaminini yaklaşık olarak iki katına çıkarmaktadır.
22 Aralık 2017 Cuma
Balın Sağlığa Katkıları
Basura içeren organik
ballarda az miktarda früktoz, glikoz ve sakaroz ve daha çok da maltozve
diğer bazı oligosakaritler bulunmaktadır. Trisakarit erloz, melezitoz ve
raffinoz da dahil bazı şekerler yalnızca basura içeren ballarda bulunmaktadır.
Melezitoz balı hızlı bir şekilde kristalleşmektedir. Eğer ağırlık olarak %20 ya
da daha fazlasını oluşturur ise bal o kadar katılaşır ki beton bala
dönüşebilir. Bazı şekerler arının bal üretme sırasında enzimler tarafından,
bazıları ise de depolanma sırasındaki kimyasal değişiklikler tarafından üretilmektedir.
Balın şekerlerinin tümü vücutta glikoza dönüşür ve sağlanan bütün enerji onun
sayesindedir. Ayrıca sağlığa başka olumlu etkileri de bulunmaktadır. Glikoz,
anti mikrobiyal ve belki de kanser önleyici bir madde olan hidrojen peroksit
salmaktadır. Oligosakaritler, prebiyotiklerdir. Yani laktik asit bakterileri ve
bifidobakteri gibi iyi (probiyotik) bağırsak bakterilerinin gelişimine ve
aktivitesine yardımcı olur ve bağırsak duvarına yapışmalarına engel olarak
zararlı bakterileri de yok eder. Probiyotik bakteriler sindirime yardımcı
olmaktadır ve kolon kanseri, ishal, hassas bağırsak gibi kimi mide- bağırsak
hastalıklarını da önleyebilir. Ağızdaki ve boğazdaki bal zerrelerinde bunların
olması, pnömokok ve hemofilus influenza gibi bakterilerin mukoz zara
yapışmasını engelleyerek üst solunum enfeksiyonlarını önlemeye katkı sağlar.
Bunun yanı sıra grip, idrar yoları enfeksiyonu, yüksek tansiyon, iltihap,
yüksek kolesterol ve zayıf bağışıklığı önlemeye yardımcı olduğuna dair de bazı
bilgiler bulunmaktadır.
21 Aralık 2017 Perşembe
Seralarda Hormon Yerine Arı Kullanımı
Seracılık bilindiği üzere mevsiminde yetiştirilen ürünlerin daha çabuk yetiştirilmesini sağlamakta, sebzelerin üretim mevsimleri olmadığı zamanlarda ise bir takım uygulamalar neticesinde sebze üretimi devam ettirilmektedir.
Seralardaki meyve sebze üretiminde hormon verilmesi yerine organik bal yapan arıların kullanılması hem doğal üretimi tetikler hem de sağlıklı beslenmeyi meydana getirir.
Antalya Şehrimizde bu şekilde uygulamaya yapılacak bir deney alanı seçilmiş ve bu bölgede hormon yerine arıların döllemesi ile sebze üretimi gerçekleştirilmiştir. Bu yöntem ile domates, biber, patlıcan, brüksel lahanası, kavun, karpuz gibi meyve üretimleri de gerçekleştirilmiştir.
1991 yılında yapılan bu uygulama ile sera sahibine Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanlığı ‘’Türkiye’de yılın çiftçisi ‘’ ünvanını vermiştir. Seranın sahibi on yıl öncesine kadar sebze üretimini hormon ile gerçekleştirdiğini fakar on senedir arılar ile sera içindeki sebzelerin tozlaştırdığını ve daha kaliteli sebze ve meyve üretimi yaptığını belirtmiştir. Var olan tüm seralarına iki ila üç kovan koyduğunu belirten sera sahibi on yıldır seralarında hormon kullanmadığını ve ürünlerinde ambalajlama yapar iken hormonsuzdur ibaresini kullanabildiğini dile getirmiştir.
Bombus cinsi arıların kullanıldığı seralarda arılar polen ile beslenmekte ve polinasyonu diğer arı ırklarına göre daha etkin şekilde gerçekleştirdikleri bilinmektedir. Diğer arılara göre daha iri yapıdadır bu sebeple daha fazla yük taşıma kapasitesine sahiptir. Bitkilerden daha iyi polen toplayabilmekte dolayısı ile de daha fazla polinasyonu hızlı bir şekilde gerçekleştirmektedir.
Bombus cinsi arıların kullanıldığı seralarda arılar polen ile beslenmekte ve polinasyonu diğer arı ırklarına göre daha etkin şekilde gerçekleştirdikleri bilinmektedir. Diğer arılara göre daha iri yapıdadır bu sebeple daha fazla yük taşıma kapasitesine sahiptir. Bitkilerden daha iyi polen toplayabilmekte dolayısı ile de daha fazla polinasyonu hızlı bir şekilde gerçekleştirmektedir.
20 Aralık 2017 Çarşamba
Balın Deri Sorunları Üzerindeki Etkisi
Organik bal, çeşitli tedavilerde yan bir ürün olarak kullanılan gerek beslenme gerekse de bir ilaç niteliğinde insanlar tarafından yıllardır bilinen bir besindir. Balın enfeksiyonlara yol açan mikroorganizmalar üzerinde geniş spektrumlu etkisi sebebi ile özellikle yara ve yanıklarda, etkilenen alanın enfeksiyonlardan korunmasını sağladığı ve de lokal sitokin üretimini uyararak yara iyileşmesini hızlandırdığı bilinmektedir. Yara ve yanıklardan dolayı etkilenmiş olan bölgeye bal sürüldüğü zaman, balın içerisindeki glikoz oksidaz enzimi cildin nemi ile etkinleşerek bulunulan yere yavaş yavaş hidrojen peroksit vermektedir. Bu suretle dokularda hasar oluşturmadan mikroplara karşı antiseptik etki sağlamaktadır. Balın sahip olduğu tüm bu özelliklerden dolayı antibiyotiklerin keşfedilmediği dönemlerde savaş yaralarının tedavisinde bal kullanıldığı bilinmektedir. Fakat üretimi esnasında ısıtma işlemi uygulanmış olan balların ilgili enzimlerin parçalanması sebebi ile mikroplara karşı (antimikrobiyal) bir etki göstermesi beklenmemelidir. Balın antimikrobiyal etkisi yalnızca inhibin gibi hidrojen peroksit oluşumuna dayanmamaktadır. Balın açık yara ya da yanık enfeksiyonlarında rol oynayan etkenlerden biri olan staphyloccoccus aureus üzerinde etkili olduğu ve bu etkinin arı sütü (%1) ilavesi ile %55-57 oranında kuvvetlendirilebildiği bilinmektedir. İnsan dokusunda pseudomonas aeruginosa bakterisi ile enfekte olması durumunda, serbest radikaller oluşarak enfeksiyonun yaygınlaşmasına ve hücre hasarına yol açar. Manuka balının, lokal olarak pseudomonas aeruginosa ile enfekteolmuş alana uygulanmasıyla özellikle içeriğindeki bir fenolik bileşen olan metil siringatın serbest radikallerin oluşumunu engelleyerek enfeksiyonun yaygınlaşmasını engellediği bildirilmektedir.
19 Aralık 2017 Salı
Kahve ve Yaş Maya Maskesi
Organik bal, birçok
ürünlerin içerisinde kullanılan bir ana madde olmaktadır. Bünyesinde
bulundurmuş olduğu çeşitli özelliklerden dolayı yıllar boyu vazgeçilmez bir
ürün olmuştur. Gerek yiyecek olarak gerekse vücut için iyileştirici bir araç
olarak kullanılabilmektedir. Çevre koşullarından ve yoğun iş hayatından
yıpranan cildimize bile çare olup evde yapabileceğimiz birçok pratik şekilde
hazırlanan maskede kendisini göstermektedir.Bal ile hazırlanabilecek birçok
maske ve kür tarifi bulunmaktadır. Cildin nem dengesini korumak sağlık için
önemli bir faktör olup bu nem dengesi de bal ile hazırlanabilecek maskeler ile
sağlanabilmektedir. Örneğin kahve maskesi alternatif bir tarif olmaktadır. Bu
maske için gerekenler ise, iki yemek kaşığı çekilmiş kahve, üç yemek kaşığı kadar
yağsız süt, bir yemek kaşığı bal ve son olarak da iki yemek kaşığı kakaodur. Bu
malzemelerin hepsini bir kapta iyice karıştırın. Daha sonra nazikçe yüzünüze
uygulayın ve göz çevrenize gelmemesine önem verin. Yaklaşık olarak 10-15 dakika
kadar maskeyi cildinizde beklettikten sonra ılık su ile cildinizi arındırın. Diğer
maske tarifimiz ise yaş maya maskesidir. Bunun için gerekenler ise yarım yemek
kaşığı kadar yaş maya, bir yemek kaşığı bal, bir çay kaşığı zeytinyağı ve bir
yemek kaşığı yağsız süttür. Bu sayılan tüm malzemeleri karıştırıp cildinize
güzelce uygulayın. Yaklaşık 15 ya da 20 dakika kadar cildinizde beklettikten
sonra ılık su ile yıkayın.
Etiketler:
doğal bal,
organik,
organik bal,
organik ürün
18 Aralık 2017 Pazartesi
Bal Üretiminde Çevrenin Etkisi
Arıcıların bilmesi gereken önemli bir etmen vardır. Aynı koloni gücüne sahip olan bal arılarının ürettiği organik bal miktarında farklılıklar vardır. Bazı zamanlarda da zayıf olarak görünen koloninin daha fazla bal ürettiğini görmek mümkündür. Bunun sebebi koloni zayıf görünse de iyi çalışması sebebi ile bal özü toplaması mümkün olur.
Arı kovanlarının bulunduğu bölge de nektar gelmesi ve polen toplama açısından oldukça önemlidir.
Arıcılarımız kesinlikle doğanın dengesini bozmamalı ve var bir sistem içerisinde hareket ettiğini kesinlikle unutmamalıdır. Arıcıların bir de ekstra önem vermesi gereken unsur kovan kontrollerinin uzun tutulmaması gerektiğidir.
Çevre koşulları arı kolonisinin yaşamını ve üretimini çok fazla etkilediği için arıların bu duruma önem vermesi ve olumsuz çevre koşullarına karşı kovanlarındaki koloniyi korumaya çalışmaları gerekmektedir.
Kovan içerisindeki ve kovan dışındaki etmenlerin ciddi olarak göz önüne alınması gerekmektedir. Kovan içerisindeki faktörler arı popülasyonunu ciddi manada etkilemektedir. Bal arılarının sağlıklı olması ve ana arının iyi olması çok önemlidir. Ana arının iyi olmasından kastımız tabi ki ana arının yumurtlama performansının iyi olmasıdır. Ana arının sağlıklı olması, direncinin yüksek olması, doğurganlığının iyi olması arı popülasyonunu etkileyen unsurlardandır. Kovanın hastalıklara ve enfeksiyonlara göre dirençli olması gerekir. Diğer türlü kovan içerisinde virüs, bakteri, mantar, dış parazitlere yakalanma riski artmaktadır.
Çevresel etmenlerde iç etmenler kadar önemlidir. Karlı havalarda kovanlar yerden yükseltilmeli ve kovan girişleri kardan arındırılmalıdır.
16 Aralık 2017 Cumartesi
Ballı Cevizli Kek
Türk mutfağı hamur işi tarifleri de içeren zengin bir mutfaktır. Hatta hamur işleri Türk insanının ve sofralarımızın vazgeçilmezidir. Eş dost akraba ile sohbetlerimizde kek olmazsa olmazımızdır. Çat kapı gelen misafir için hemen hazırlanmasından dolayı hayat kurtarıcıdır. En tatlı sohbetlerimizin baş tacıdır. Organik bal da antik uygarlıklardan günümüze kadar hem bir şifa kaynağı hem de doğal tatlandırıcıdır. Osmanlı mutfağında da sık sık kullanılan önemli bir malzemedir. İşte bu tarifte doğal tatlandırıcı olarak kullanacağımız organik bal ile yapacağımız kek hem ağzımızı tatlandıracak he de en gözde kurtarıcılarınızdan olacaktır.
Malzemeler
2 adet yumurta
Bir su bardağının yarısı kadar süt
10 gr kabartma tozu
250 gr kıyılmış ceviz
Yarım su bardağı sıvı yağ
Yarım tatlı kaşığı tarçın
Bir su bardağının ¾ kadar organik bal
Hazırlanışı
2 adet yumurtayı alıp organik bal ile çırpın. Daha sonra sıvı yağ ile sütü de iyice karıştırın. Yumurta ve organik ballı karışımın içine dökün. Üzerine kıyılmış ceviz ve yarım tatlı kaşığı tarçını da ekleyin. Homojen olana kadar iyice karıştırın. Bu karışımı kek kalıbına boşaltın ve daha sonra önceden 180 derece ısıtılmış olan fırına kekinizi yerleştirin. İyice piştiğinden emin olduktan sonra kekinizi çıkarabilirsiniz. Ayrıca kekinizin ertesi gün bile bayatlamadığını ve aynı lezzette olduğunu göreceksiniz. Afiyet olsun
15 Aralık 2017 Cuma
Yem Bitkilerine Örnekler
Organik balın
üretilmesinde yem bitkilerinin önemi bulunmaktadır. Bu baklagil yem bitkileri
arasında ak üçgül bitkisi bulunmaktadır. Çayır, meraların, park ve bahçelerin
önemli bir bitkisi ve süsü olan bu bitkinin yem değeri oldukça yüksektir.
Hiçbir yem bitkisinin balı ak üçgül bitkisininki kadar güzelliğe sahip
değildir. ABD’de birçok eyaletin ana bal bitkisi durumunda olan ak üçgül
bitkisi, bu ülke pazarlarındaki balın büyük bir bölümünde etkili olup üçgül
balı adı altında satılmak durumundadır. Diğer bitkilerden birisi de taş
yoncasıdır. Her türlü güç koşullarda, şartlarda yetişen taş yoncası, bal üretim
konusunda anımsanması ihmal edilmemesi gerekilen önemli bir yem bitkisidir.
Tarımının kolaylığı sebebi ile arıcılıkta önemli bir yeri bulunmaktadır. Yol
kenarları, ortak boş alanlar onun doğal mekanını oluşturmaktadırlar. Bu bitki
ekim nöbetinde ön sırada yer almaktadır ve mükemmel bir otlak ve yeşil gübre
bitkisi olup bol ot ve tohum üretmektedir. Bitkinin bal özü yani nektar üretim
yeteneğinin yüksek olması ve diğer özellikleri onu Amerikan arıcılığının en
büyük bal bitkileri arasına almıştır. Yem bitkileri arasında kırmızı üçgül
bitkisi de yer almaktadır. Bu bitki iyi bir mera ve bal bitkisi olup ekildiğinde
ise her iki amaca da hizmet vermektedir. Yem bitkilerinin kraliçesi kabul
edilen yonca ise arıcılıkta önemli bir yere sahiptir. Özellikle kurak
bölgelerin sulu koşullarında çok iyi bir bal ve polen kaynağı olmaktadır.
14 Aralık 2017 Perşembe
Arı Sokmasına Karşı Yapılabilecekler Nelerdir?
Arıların hırçın olmasına sebep olan pek çok etmen bulunmaktadır. Arılar organik bal, bal mumu, arı sütü gibi ürünlerin yanında arı zehri de üretmektedir. Sokma anında arı iğnesini bırakmışsa zaten kendisi de çok fazla yaşamaya devam etmediği bilinmelidir. Eğer arı iğnesini görüyorsanız hemen olduğu yerden çıkarmaya çalışın hatta kesin çıkarın. İğne çıkarma işini bir cımbız yardımı ile kolayca halledebilirsiniz. Bu cımbızla alma işlemini yaparken iğnenin son tarafında bulunan keseyi patlatmamaya özellikle dikkat ediniz. Arı zehri dediğimiz ürün tüm zehirliliğiyle bu kesenin içinde yer almaktadır. İğne çıkarma işlemini tamamladıktan sonra yaranın bulunduğu yerin sabun ve su yardımı ile temizlenmesi gerekmektedir. Kullanılan sabunun antiseptik özelliği oldukça önemlidir. Temizleme işlemini sirke ile de yapabilirsiniz. İğne çıktıktan sonra muhtemel bir ağrı olacaktır. Bu ağrıyı gidermek için de buz ya da anestezi içeren başka bir ürün kullanılabilir. Arı sokmasına karşı alerji durumu da gelişebilir bu tamamen bünyeye bağlı bir durumdur. Alerji belirtisi kaşıntı, mide bulantısı ya da öksürük en çok bilinen belirtilerdendir. Eğer ki arı sokması ağız bölümüne yakın bir yerde sokma gerçekleşmiş ise yukarıda verilen öneriler yararsız olacaktır. Derhal bir hastaneye başvurmakta fayda vardır. Çünkü ağız bölgesi oldukça alerjik bir bölge olduğu bilinmektedir. Yanınızda anti alerjik bir ilaç bulunduruyorsanız bunu da kullanabilirsiniz ama tabii uzmanların kontrolü olması oldukça garanti bir yoldur.
13 Aralık 2017 Çarşamba
Ballı Akasma Bitkisi
Akasma bitkisinin Türkiye’de beş farklı türü bulunmaktadır. Bu bitkinin insanlarca bilinen ismi filbahardır. Bu türler arasında ballı tür olup organik balmeydana getiren akasma bitkisi yani Clemetis vitalba dır. Akasma bitkisinin çiçekleri beyaz renklidir ve hoş bir kokuya sahiptir. Akasma bitkisinin çiçek açma zamanı haziran ayının başında başlar ve ağustos ayının son günlerine kadar devam eder. Bu bitkinin yetişme yerleri denizden bin beş yüz metreye kadar olan ormanlık kayalık, çalılık alanlarda görülmektedir. Bu bitkiden organik bal ve polen de elde edilir. Türkiye’de İstanbul, Zonguldak, Samsun, İzmir, Muğla, Mersin, Seyhan, Tekirdağ gibi şehirlerimizde oldukça fazla görülmektedir.
Bu bitkinin çiçeğinin ve nektar özlerinden elde edilen organik balından istifade edilmekte ve oldukça fayda görülmektedir. Bu bitkinin otundan ilaç yapılmaktadır. Bu bitki zehirli olduğu için kesinlikle çayının içilmemesi gerekir. Yapılan bir araştırmaya göre 13. Yüzyılda Amerika Birleşik Devletlerinde bir tür kansere ilaç yapılmak için kullanılmıştır. Vücuttaki iltihaplanmanın önüne geçmektedir. Erkeklerin genital bölgelerinde oluşan bir takım kistik bezlerin küçülüp yok olmasında da kullanılabilen bitki türlerindendir.
Midesinde ülser bulunan kişilerin mide asit salgılarını azalmak amacıyla bu bitkinin tentürleri kullanılabilmektedir.
Unutulmamalıdır ki bu bitkinin çayı kesinlikle yapılıp içilmemelidir. Çünkü zehirli bir bitkidir. Bu bitkinin toplanması esnasında mutlaka eldiven giyilmelidir. Bitkinin ilaç yapılan kısmı yaprak ve çiçekleridir. Bitki güneş görmeyen bir yerde bir ila iki gün kurutulduktan sonra kullanılmalı aksi taktirde bitkinin içerisindeki muhteva azalmaktadır.
12 Aralık 2017 Salı
Ballı İğde Bitkisi
İğde bitkisinin sadece iki türü ülkemizde bulunmaktadır. Latince ismi Eleagnus angustıfolia olan iğde bitkisi bir bölgede çalı formunda iken diğer bir bölge de ise ağaç formunda görülebilir. Bu ağacın boyu yedi metrelere kadar uzamaktadır. İğde ağacının yaprakları parlak gri renklidir simli gibi parlar. İğde yaprağının parlaklığını yaprağının üzerindeki tüyler sağlamaktadır. İğde herkesin bildiği bir bitki olup çiçekleri küçük sarı renkte ve çok hoş kokulu olup iğde çiçeğinden de bal özünden lezzetli organik bal meydana gelir. Bal arıları kovandan sabahın erken vakitlerinde uçuşa çıkar ve günün geç saatlerine kadar iğne çiçeğinden nektar almaya devam eder. İğde çiçeğinin meyvesi de insanlar tarafından kuruyemiş olarak tüketilmektedir. İğde ağacının çiçeklenme zamanı bulunduğu bölgeye göre değişkenlik göstermektedir. Ilıman bölgelerde nisan ayında çiçeklenen iğde ağacı, daha karasal bölgelerde mayıs ya da haziran ayında çiçek açmaya başlar. İğde ağacı çok nektarlı bir ağaç olmamakla birlikte ülkemizde birçok bölgede çok sayıda yetiştiği için arılarda bu bitkiden nektar almaya devam ederler.
İğde balının bilinen birçok faydası mevcuttur. Bunların arasında ishale iyi geldiği bilinmektedir. Sporcular yediği zaman doğal doping etkisine sahiptir. İdrar kaçırmalarına birebir olup bağısaklardaki bozulmaların önüne geçer. İğde ağacının çiçeklerini kokladığınızda zihinde açılma yapar. Eğer kusma, öksürük gibi belirtiler mevcut ise iğde balı bire bir gelir. Egzama gibi vücutta kaşıntı mevcut ise iğde çiçeği kaynatılıp balla karıştırılır ise kaşıntıyı giderir.
11 Aralık 2017 Pazartesi
Tecritli Kovan Kullanmanın Avantajları Nelerdir?
- Organik bal verimi tahta kovan kullanılan bal üretimine kıyaslandığında %100 daha fazla bir verim elde edilmektedir.
- Özellikle kış mevsiminde meydana gelen koloni kayıplarının önüne geçer ve en kötü ihtimalle bile bu kayıpları en az düzeye indirir. Bal üretimi ve bal arısı neslinin devamı için oldukça önemli bir kulanım olacaktır.
- Nakliye ile arıcılık ve bal işi yapan kişilerin taşıması açısından oldukça önemli yer kaplamaktadır. Çünkü kamyona yüklenmesi ve indirmesi için oldukça kolaylık sağlamaktadır.
- Tecritli kovan diye bahsettiğimiz eski tip kovanlar içerisinde yayılan bakteri sayısı oldukça az oranda olur. Ayrıca protozoa ve mantar sporları bu kovan içerisinde asla gelişememektedir.
- Kullanım süresi olarak tahta kovanlardan daha kullanım olarak uzun bir ömre sahiptir. Ayrıca sağlamlık açısından kıyaslayacak olursak tahta kovanlara göre daha sağlam ve dayanıklıdır.
- Kovan üretmek için kovan kerestesi temini oldukça önemlidir. Tecritli kovan kullanımı bu kovanlar için gerekli olan kereste temininin ortadan kaldırılması açsından oldukça önemlidir.
- Tahta kovan giderleri arasında yer alan tamir ve bakım ücretlerinin tamamen önüne geçilmiş olur. Çünkü tamir ve bakım masrafı olarak sıfırdır.
- Yük olarak oldukça hafif olduğundan taşıması çok kolay olup nakliye açısından hiçbir sorun yaratmamaktadır.
- Daha büyük ve oldukça sağlıklı arı kolonisi elde etmek için oldukça kullanışlıdır.
- Koloni sağlığı ve gelişimi için oldukça yer kaplayan nem dengesinin ve havalandırma açısından da oldukça önemlidir.
9 Aralık 2017 Cumartesi
Balın İçeriği Hakkında
Organik
bal, içerdiği maddeler yönünden oldukça kıymetli olan besinler
arasındadır. Balın içeriğine göz atacak olursak:
- Total karbonhidratlar (%80) bakımından:
Monosakaritler (%55-85) -früktoz ve glikoz, disakaritler (%2-15) – sükroz,
trisakaritler (%1-7) -melezitoz.
- Polifenolojik bileşikler (%0,1-0,2)
bakımından: Flavonoitler (bioşanin, krizin, kersetin, genistein,
naringenin, kempferol), kumarinler, prosiyanidinler, fenolik asitler
- Proteik maddeler (0,2-0,4) ise aminoasitler,
enzimler (amilaz, katalaz, fosfatazlar, invertaz, glikoz oksidaz)
- Kolin (0,3-2,5 mg7kg) kalp ve damar sağlığı,
hücre zarı bileşimi için önemli ve beyin işlevlerine etkili
- Asetilkolin (0,06-5 mg7kg) merkezi ve
parasempatik sinir sisteminde sinirsel iletiyi sağlayan bir nörotransmiter
- Balın kaynağına göre aminoasit içeriği
değişiklik gösterebilmektedir. Aminoasit içeriğinin %30-50’si pirolindir.
- Kestane balının aminoasit içeriğinin
yaklaşık olarak dörtte birinin gama- amino bütirik asit olduğu tespit
edilmiştir. Gama- amino bütirik asit ise sinir sisteminde, sinir uçlarında
iletiyi sağlayan mediyatörlerin sentezinde oynadığı rol sebebi ile kestane
balının sakinleştirici bir etkisi bulunabileceği fikri düşünülebilir.
- Vitamin ve mineraller (%0,1-0,5): Balın
içerisindeki vitamin ve minerallerin oranları günlük önerilen alım
miktarlarının yani RDA’nın altında kalmaktadır.
- Günümüzde 100 gram bal özellikle selenyum,
krom ve mangan gibi 1-15 yaş çocuklar için önemli olan mineraller için
önerilen günlük değeri karşılayabilmektedir.
- Bor, mollibden, silikon, kobalt, iyot ve florür gibi insan
beslenmesinde yararlı eser elementleri bal taşımaktadır.
8 Aralık 2017 Cuma
Güzellik İçin Doğal Ürün Bal
Organik bal yalnızca
ağız yolu ile tüketilerek faydasından yararlanılacak bir besin değildir. Aynı
zamanda çeşitli karışımlarla deriye, saça ve yüzde de sürmek mümkündür. Örneğin
ballı şekerli bir peeling yapmak cilt bakımınız için hem doğal hem de kolay bir
yöntemdir. Eğer yağlı bir cilde sahipseniz bal ile hazırlayacağınız bu peeling
sizin için alternatif bir bakım olacaktır. 1 çay kaşığı bal, 2 çorba kaşığı
ılık su ve ½ kaşığı da toz şeker sizin kolay maskeniz için gereken
malzemelerdir. Balı ve şekeri bir kâseye alıp iyice karıştırın. Daha sonra
üzerlerine ılık suyu ekleyin. Üç ya da beş dakika süre ile bu karışımı yüzünüze
ve boynunuza nazik bir şekilde dairesel hareketler ile uygulayın. Sonrasında
yüzünüzü ve boynunuzu ılık su ile parmak uçlarınızla peeling yaparak durulayın.
Son dokunuşu ise soğuk salatalık suyu ile yapıp yüzünüzü nazik bir şekilde
durulayabilirsiniz.Organik balın doğal etkisini kuru ve hassas cilde
sahip olanlar için de bir maske ile görebiliriz. Yoğurtlu ballı yatıştırıcı bir
maske için gerekenler; 2 çay kaşığı bal, 1 çay kaşığı limon suyu, 1 yumurta akı
ve de son olarak ½ su bardağı tam yağlı yoğurt. Bal, limon suyu ve
yoğurdu bir kap içerisinde iyice karıştırın ve kıvam elde edin. Daha sonra
yumurta akını ilave edin ve bu karışımı nazik bir şekilde cildinize uygulayın.
Yaklaşık beş ya da on dakika kadar beklettikten sonra ılık su ile durulayın.
7 Aralık 2017 Perşembe
Ballı Bitkilerden Pamuk
Organik balın nektar
içeriğinin yoğunluğuna göre isimleri olmaktadır ve çeşitli bitkilerden bu
nektarlar arıların tarafından elde edilmektedir. Ballı bitkiler arasında pamuk
(gossypium spp.) bulunmaktadır. Bu genusun üç türü ve bu türlerin çeşitli
varyeteleri ülkemizde kültüre alınmıştır. Pamuk çok yıllık bir bitkidir ve boyu
30-100 cm arasında değişebilmektedir. Pamuğun ana vatanı Asya’dır ve kültüre
alınmadı diğer bitkilerden daha öncedir. Çiçeklenme dönemi ise temmuz ve
ağustos ayları arasında olmaktadır. Çiçekleri beyaz renkte olup oldukça güzel
görünüme sahiptir. Pamuğun
tohumu ve liflerinin hem tıpta hem de endüstri alanında kullanılma olasılığı
bulunmaktadır. Tohumunda hem sofralık sıvı yağ elde edilir hem de tıpta
kullanımı vardır. Lifleri ise dokumacılığa ve tıbba hizmet etmektedir. Arı,
pamuğun hem çiçeklerinden salgılanan nektarı hem de bitkinin diğer organlarında
yani yapraklarında bulunan salgı nektarı kovana taşır. Ayrıca pamuğun poleni de
arı tarafından toplanarak kovana taşınmaktadır ve bu pamuğun poleninin rengi
beyaz renktedir.Ülkemizde Adana, Antalya, Muğla, aydın, İzmir ve Gediz
yörelerinde geniş alanlarda pamuğun üretimi yapılmaktadır. Pamuk ekili bir
alana getirilen arı kovanları döllenmeyi de sağladıklarından dolayı ürün
artışına sebep olurlar. Böyle bir alanda %40 ürün artışı gözlemlenmiştir. Bunun
anlamı ise arı nektarı ve poleni toplarken bitkinin döllenmesini de
sağlamaktadır. Bu durum çok önemlidir ki pamuk ekili alanlara mutlaka kovan
yerleştirilmelidir.
6 Aralık 2017 Çarşamba
Ballı Bitkilerden Söğüt ve Çiğdem
Organik balın nektar kaynaklarında birçok bitki çeşitleri bulunmaktadır. Bunlardan birisi söğüt (salix spp.) bitkisidir. Söğüdün yaklaşık 55 türü ülkemizde doğal olarak yetişir. Sahillerde, dere boylarında ve sulak alanlarda kolay bir şekilde gelişen bir süs ve gölge ağacıdır. Bu bitki mevsimin ilk bal ve polen kaynağı olarak bilinmektedir. Bu bakımdan söğüt bitkisi, arıcılık açısından oldukça önemli yere sahiptir. Erken ilkbaharda hiçbir nektarlı bitkinin poleni salix kadar bol değildir.
Söğüdün erkek ve dişi çiçekleri ayrı ayrı ağaçlar üzerindedir. Tozlaşmaları böcekler yardımı ile olmaktadır. Bu böcekler içinde de en önemli yeri arılar almaktadır. Arı, poleni erkek çiçeklerden, nektarı ise hem erkek hem de dişi çiçeklerden temin etmektedir. S. Alba, S. Nigra ve S. Caprea önemli bal kaynaklarıdır. Bunun yanında salixin birçok türü de daha nektarlıdır. Nektarı bol olan türlerden, bir koloni arı bir günde 3-4 kilo bal yapabilir. Bir hektar söğüt ekili alandan yaklaşık 150 kilo bal alındığı saptanmıştır. Söğüt balı ise altın sarısı renkte olup acımsı ve keskin bir tada sahiptir. Bal kristalleştiği zaman ise krema görünümünü almaktadır.
Diğer ballı bitkiler arasında çiğdem (crocus spp.) bulunmaktadır. Safran olarak da bilinen bu bitki, erken ilkbaharda arılar için iyi bir polen ve nektar kaynağıdır. Ülkemizde yaklaşık 75 türü doğal olarak yetişmektedir. Çiçeklerinin rengi ve kokusu arılara çok çekici gelmektedir.
5 Aralık 2017 Salı
Balların Kovandan Alınması
Organik bal üretiminde hasat önemli bir yere sahiptir. Bal hasadı, nektar akımının azaldığı zamanlarda yapılmalıdır. Bunun aksi halinde fazla yağmacılık nedeni ile bal hasadı zorlaşacaktır. Nektar akımı sona erinceye kadar gelen balların arıların kışlık ihtiyacı olarak çıkan yavru yerlerine depolanmaları saplanmalıdır.
Tam olarak olgunlaşmamış ballar kovanlarda, bal taşıma sandıklarına alınır. Bunlar genellikle bir kişinin taşıyabileceği ağırlıkta olmalıdır. Balların kovandan alınmasında duman kullanılmalıdır ve ballı petekler üzerindeki arılar kovan içine çırpılarak arısız olarak kovanda bulunduğu şekilde bal taşıma sandıklarına yerleştirilmelidir. Diğer bir nokta ise boş peteklerin kovandan alınmayacağıdır. Kovanlarda bal, koloninin ihtiyacından fazla ise bal alınmalı be bunun dışındaki durumlarda ise hasat yapılmamalıdır. Bal alma işlemi çerçeveler zedelenmeden yapılmalıdır. Etrafa bal akıtılmadan ballar süzme odasına taşınmalıdır. Aksi durumlarda arıların yağmacılığı hızlandırılmış olur. Balı alınan kovanın kapatılmasından sonra başka kovanlardan da bal alımına geçilir.
Peteklerden ballar, petekler zedelenmeden ve petek gözlerinde bal kalmayacak şekilde çıkarılır ve bu petekler yeniden kolonilerde kullanılır. Bu kabartılmış bazı peteklere arılar daha çabuk bal depolaması yaparlar. Petekleri tekrar yapmaya harcadığı zaman ve enerjiyi bal depolamaya ayırır. Santrfüjleme odasında balın sırını alma, otomatik sır alma ya da sır tarakları veya sır bıçakları ile yapılır. Sırlar balla karışık olduğundan bunlardan balın süzülmesi için süzme elekleri ve bal biriktirme kapları bulunmalı, sırı açılmış peteklerin dizelendiği geniş yayvan tavalar da bulunmalıdır.
4 Aralık 2017 Pazartesi
Bal ve Arının Kısa Tarihçesi
Organik bal, yüzyıllardır büyük öneme sahip olan bir ürün olup sayısız fayda ile insanoğlunun göz bebeği olmuştur. Balın üreticisi olan arılar da tıpkı bal gibi büyük önem taşımaktadır. Örneğin eski Mısırlılar arıya oldukça önem vermekteydiler. Mısır tanrıçası ‘’Neith’’ adında mitolojide üretkenliğin sembolü olan kraliçe arı vardır. Firavunlar hanedanının kurucusu olan Kral Menes, arılar gibi kutsal bir hanedanın kurucusu olduğundan dolayı arı yetiştiricisi olarak adlandırılmaktadır. Bu sebep ile onun hanedanından gelen firavunların imzasında arı figürünün yer aldığı görülmektedir.
Eski Yunan mitolojisinde Zeus’un kızı, Apollo’nun kardeşi, doğa tanrıçası olarak bilinip kabul edilen Artemis ve onun Roma Medeniyetindeki eşdeğeri olan Diana heykellerinin göğüs kısmında bulunan birçok yumurta şekli, kraliçe arının verdiği yumurtalardır. Bu suretle bir günde 2000 kadar yumurta verebilen kraliçe arı vasıtasıyla doğanın verimliliği anlatılmaya, simgelenmeye çalışılmıştır. Hipokrat (MÖ 460-370), Galen (MS 130-200) ve İbn-i Sina (MS 980-1037) gibi namı bilinen hekimlerin eserlerinde arı ürünlerinin tedavi amacı ile hangi şekillerde ne için kullandıkları kayıtlı bulunmaktadır.
Bal, yalnızca tatlı bir lezzete ve besleyici özellikte değerli bir ürün olarak değil, geleneksel tababetle yüzyıllar boyu sağlığın korunmasında ve birtakım hastalıkların tedavilerinde faydalanılan bir ilaç besin olarak da bilinmektedir. Özellikle son yıllarda yapılan ve yürütülen çeşitli bilimsel çalışmalarda yangı, iltihap giderici ve yara-yanık iyileştirici olarak kullanılabileceği ortaya konulmuştur.
2 Aralık 2017 Cumartesi
Balı Bitkilerden Karabaş ve Yer Meşesi
Organik bal, içerisindeki nektar durumuna göre sahip olduğu özellikleri değişebilen tatlı bir besin maddesidir. Balın elde edildiği ballı bitkiler arasında karabaş (stachys slyvatica) bulunmaktadır. Bu genusun yaklaşık 120 türü ülkemizde doğal olarak yetişmektedir. Çok yıllık bir bitki olan karabaşın boyu ise 30-100 cm arasında değişmektedir. Karabaşa rutubetli yol kıyılarında, kayın ve ladin ormanlarında rastlanılabilir. Bu bitki, gül kırmızısı renkte olup çok da güzel çiçeklere sahiptir.
Karabaş bitkisinin çiçeklenme dönemi ise haziran ayında başlar ve ekim ayına kadar devam eder. Ülkemizde İstanbul, Kırklareli, Bolu, Kastamonu, Amasya, Giresun, Rize ve Erzurum şehirlerinde doğal olarak yetişmektedir. Bu bitki çiçeklenme süresinin uzun olması sebebinden dolayı önemli nektarlı bitkiler arasında yer almaktadır. Karabaş balı oldukça açık sarı renktedir. Kısmen gen kristalleşir ve kristalleştiği zaman da ince granüller oluşturur. Balın nane kokusuna benzer bir kokusu bulunmaktadır. Bir dönüm karabaş bitkisi ekili olan alandan 10-20 kilo kadar bal elde edilebilir.
Ballı bitkilerden bir diğeri ise yer meşesi (teucrium chamaedrys) bitkisidir. Bu genusun yüze yakın türü ülkemizde doğal olarak yetişmektedir. Bu bitki çok yıllık bir otsu bitkidir. Boyu 10-30 cm arasında değişmekte ve çiçekleri ise koyu pembe renktedir. Çiçeklenme süresi haziran ayından ekime dek sürer. Bu çiçeklenme süresinin uzun olmasından dolayı önemli nektarlı bitkiler arasında yer meşesi bitkisi yer almaktadır.
1 Aralık 2017 Cuma
Ballı Bitkilerden Saka Dikeni ve Akasma
Organik bal, insanlar için adeta alternatif bir tedavi edici bir besin görevindedir. İçerisindeki zengin bileşikler sayesinde yüzyıllardır kullanılan doğal bir tatlandırıcı olmasının yanı sıra birçok alanda kullanım alanı da vardır. Bil bakımlarında, yemek tariflerinde, saç bakımlarında ve daha birçok alanda kullanım alanı bulunmaktadır. Balın tek bir çeşidi bulunmamakta, aksine çeşitli seçenekleri olmaktadır. İçerisindeki nektar yoğunluğuna göre bu çeşitlilik sağlanmaktadır.
Organik balın elde edildiği ballı bitkiler arasında carduus adpressus (saka dikeni, deve dikeni) bulunmaktadır. Bu bitkinin boyu 20-100 cm sarasında değişebilmektedir ve yaprak ve gövdesi dikenlidir. Çiçeklenme dönemi temmuz ayından başlamakta ve ağustos ayına kadar sürmektedir. Sulak çayırlarda, otlaklarda ve kayalık alanlarda bu bitkiye rastlamak mümkündür. Kastamonu, Zonguldak, Gümüşhane, Rize, Giresun, Trabzon ve Kars şehirlerinde doğal olarak bulunmaktadır. Saka dikeni balı birinci sınıftır ve rengi de açık sarıdır. Balının çok güzel bir adı ve kokusu vardır. Kristalleştiği zaman ince granüller oluşturur. Bir dönümden 2,5 kilo bal alınabilir.
Ballı bitkiler arasında akasma (clemetisvitalba) bitkisini de sayabiliriz. Halk arasında filbahar olarak da bilinen bu bitkinin 5 türü ülkemizde doğal olarak bulunmaktadır. Bu türler arasında nektarlı olarak bilinen tek tür Clemetis vitalbadır. Akasma çiçekleri beyaz renkte olup güzel de bir kokuya sahiptir. Çiçeklenme dönemi haziranda başlayıp ağustos sonuna kadar sürmektedir. Deniz seviyesinden 1500 metreye kadar olan çalılık ve ormanlık alanlarda bulunabilmektedir. Akasma hem nektar hem de polen bitkisidir.
30 Kasım 2017 Perşembe
Ballı Bitkilerden Yonca
Organik balı elde ederken arılar bitkilerden yararlanmaktadırlar ve bu bitkiler çeşitlilik göstermektedir. Bulunulan coğrafi konum, yöre, yükseklik ve daha birçok etken bitki çeşitliliğini etkilemekte ve bu sayede de bal üretiminde rol oynamaktadır. Bal üretilirken nektar sağlanan bitkinin özelliklerine göre balın kokusu, tadı ve içerdiği maddeler değişkenlik göstermektedir. Bu ballı bitkiler arasında yonca (medicago varia) bitkisini örnek verebiliriz. Bu genusun yaklaşık 85 türü ülkemizde doğal olarak yetişmektedir. Bu türlerden Medicago sativa kültüre alınmıştır ve hayvan yemi olarak kullanılmaktadır. Yonca çok yıllık bir bitki türüdür.
Menekşe moru renginde çiçeklere sahip olan yonca (medicago varia) bitkisine, yüksekliği 250-2000 metre arasında olan taşlık yamaçlarda, çayırlarda ve step alanlarda rastlanılmaktadır. Bu bitkinin çiçeklenme dönemi ise mayıs ayında başlamakta ve eylül ayına dek devam etmektedir. Kars, Zonguldak, Gümüşhane, Erzurum, Sivas, Nevşehir, Muş, Erzincan, Ağrı ve Gaziantep illerinde doğal olarak bulunmaktadır.
Medicago varia (yonca) bitkisinin balı, hasat edildiğinde rengi açık sarıdır ve hızlı bir şekilde kristalleşmektedir. Yonca balının çok güzel bir aroması bulunmakta ve kendine has da bir tadı olmaktadır. Yonca balı %36,85 glikoz ve %40,24 levulose içermektedir. Bir nektar yonca ekili alandan yaklaşık olarak 380 kilo bal alınabilmektedir. Nektarın bol olması ve kaliteli bal vermesi sebebinden dolayı yonca bitkisi önemli nektarlı bitkiler arasında yer alıp anılmaktadır.
29 Kasım 2017 Çarşamba
Bitki Öz Suyunun Emilmesi
Organik bal bitki öz sularından elde edilen bir maddedir. Bitki öz suyu, bitkinin kalburumsu borucuklarında, basınç altında dolaşır. Böceklerin iğneleri onların çeperlerini deldiği zaman, bitki öz suyu bu kanallardan taşar, çıkar ve çoğunlukla emme pompasının kullanılmasına bile gerek kalmaz. Böylece çok büyük miktarda bitki öz suyu emebilirler. Fakat çok az kısmını bünyelerinde tutarak, önemli kısmını dışarı atarlar. Bu artıklar, salgı balının ana maddesidir. Yaprak bitleri ağız pompasını kapatabilirler ve saatlerce besin almaksızın kalabilirler.
Emilen bitki öz suyu, sindirim kanalına geçer. Özellikle ön ve arka barsağın birleştiği kısımdaki filtre odaları (yani süzme odaları) çok karmaşık aygıtlarla özelleşmiş şekildedir. Çok süratli olarak artık maddelerin (mineral tuzlar ve su) geçişine ve dışarı atılmasına hizmet ederler. Emilen bitki öz suyu, barsaklardan ve tükürük bezlerinden salgılanan enzimlerin etkisi altında birçok dönüşüme uğrar. Arıların topladığı salgıda daima bitki öz suyunda bulunmayan azotlu ve şekerli maddelerin bulunması, bu sindirimin kısmi olduğunu gösterir. Yani bitki öz suyunu, bünyelerinde değişime uğratırlar. Çok bol bulunmalarıyla, salgı balının belirlenmesini sağlayan kompleks şekerler, oligosakkaritler, özellikle trealoz ve melezitoz, karbohidraz denilen enzimlerin etkisiyle sentezlenir.
B grubu vitaminlerin sentezi, ortak yaşayan mantarlar ve maya cinsi mikroorganizmalar tarafından gerçekleştirilir. Fakat aynı konukçu bitki üzerinde yaşayan iki ayrı homopter türü, farklı enzimler salgılamaları nedeniyle, salgı balının kimyasal kompozisyonunda belirgin bir farklılık olmasına neden olabilirler.
28 Kasım 2017 Salı
Çakır Otu ve Taş Yoncası Ballı Bitkileri
Organik balın elde edildiği nektarların sağlandığı bitkiler çeşitlilik göstermektedir. Bu bitkiler arasında çakır otu (eryngium giganteum) bulunmaktadır. Bu genusa ait yaklaşık elli tür ülkemizde doğal olarak bulunmaktadır. Boğa dikeni olarak da bilinen bu bitkiye orman açıklıklarında, çalılıklarda ve taşlık alanlarda rastlanabilmektedir. Eryngiumun birçok türü nektarlıdır fakat çakır otunun çok dikenli olması sebebi ile bitkinin arıcılık açısından değeri azalmaktadır. Çakır otunu ziyaret eden arıların kanat ve bacaklarında kopmalar gözlenmektedir.
Çakır otu bitkisi, Zonguldak, Bolu, Ordu, Amasya, Kastamonu, Rize, Giresun, Kars ve Çoruh’ta doğal olarak bulunmaktadır. Çiçeklenme dönemi temmuz- eylül ayları arasında olmaktadır. Çakır otu balı, koyu renkte olup hoşa gitmeyen bir tada sahiptir. Diğer ballı bir bitki olan taş yoncası (melilotus officinalis) tarla ve yol kenarlarında sıkça rastlanan bir türdür. Bu genusun yaklaşık 16 türü ülkemizde doğal olarak yetişmektedir. Sinek tırfılı olarak da bilinen bu bitkinin boyu 30-100 santim arasında değişmektedir ve iki yıllık bir bitkidir. Taş yoncası aynı zamanda hayvan yemi olarak da kullanılmaktadır. Çiçekleri sarı renktedir ve çok hoş bir kokuya sahiptir.
Taş yoncasının çiçeklenme dönemi haziranda başlamaktadır ve ekim ayına kadar sürmektedir. Çiçeklenme döneminin uzun olması, arıcılık açısından bitkinin önemini artırıcı bir etkidedir. Taş yoncası, İstanbul, Çanakkale, Ankara, Bolu, Samsun, Yozgat, Kars, Erzurum, Adana, Bitlis, Elâzığ, Burdur, Ağrı, Konya, Gaziantep ve Hakkari’de doğal olarak bulunmaktadır. Bu bitkinin ayrıca tıpta kullanılma alanı da bulunmaktadır.
27 Kasım 2017 Pazartesi
Organik Balın Besin Değeri
Organik balın sahip olduğu zengin besin değeri sayesinde birçok şifa bulmaktayız. İçerisinde B1, B2, B3, B6 folik asit Cy, K, H ve A’lar bulunmaktadır. Bütün bu vitaminler cisim için gereklidir ve bunların eksilmesi, azalması durumunda vücutta çeşitli hastalıklar ortaya çıkabilmektedir. Tüm bunlar arının çiçeklerden topladığı polen tanelerinde mevcut durumdadır. 100 gram balın besin değerini inceleyecek olursak:
- Karbonhidrat 76,4 gram
- Su 23 gram
- Kalori 288 gram
- Protein 0,4 gram
- Yağ 0 gram
- Sodyum 11 m/g.
- Potasyum 5 m/g.
- Kalsiyum 5 m/g.
- Magnezyum 2 m/g.
- Fosfor 17 m/g.
- Demir 0,4 m/g.
- Bakır 0,05 m/g.
- Kükürt 1 m/g.
- Sitrik asit 50 m/g.
- Rbo felagin 0,05 m/g.
- Humaz nikotin 02 m/g.
Organik bal, demir, magnezyum, bakır, sodyum, kalsiyum, kükürt, potasyum ve fosfor gibi az miktarda madeniz maddeler içerdiği için kıymetli bir besindir. Ayrıca bal, birçok mayaları da ihtiva etmektedir. Birincisi enfartiza mayasızdır ki hazmı kolaylaştırmak için ikili şekeri birli şekere dönüştürür. İkincisi, nişasta ve iksterini şekere dönüştüren emiliz mayasıdır. Fakat kataliz mayası, oksijen suyunu normal suya ve oksijene dönüştürmektedir. Bunca bilgilerden dolayı vücuda oldukça faydası olan maddeleri ihtiva etmesi nedeni ile balın sayılamayacak kadar meziyetleri bulunmaktadır. Ayrıca bal hazmı da kolaylaştırmaktadır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)